İşte Sizi Hayallerinizden Uzak Tutan 10 Hatanız



Psikologlara göre, hayalleri büyük, yaratıcılığı doruklarda insanların yaşamlarında ileriye adım atmalarını engelleyen sebep “imkânsızlıklar” değil.O zaman sizi hayallerinizden uzak tutan hatanız neler?

Hemen başında söyleyeyim, kulağınıza doğru gibi gelse de “Un yoksa ekmek de yok” deyiminin ne kadar geçersiz olduğunu yazımın sonunda “bilimsel bir deneyle” ispatlayacağım. Amacım, “bir şeyler üretmek aşkıyla yanıp tutuştuğunu ama imkân sağlanmadığı için adım atamadığını” dile getirenleri, bir kez daha hayata bakış açılarını gözden geçirmeye davet etmek. Bana gençlerden gelen e-mail’lerin çoğunda, “bulundukları koşulların, ayaklarına vurulmuş bir pranga gibi olduğu” ifadeleri yer alıyor.

Hayallerini anlatırken o kadar yaratıcı bir dil kullanıyorlar ki her bir mesajı zevkle okuyorum. Ama, “Ne yapabilirim?” sorularını bir türlü yanıtlayamamanın verdiği sıkıntı var üzerimde. Bu yüzden bu haftayı, bir gencin “Un yoksa ekmek de yok” protestosuna ayırdım.

Psikologlara göre, hayalleri büyük, yaratıcılığı doruklarda insanların yaşamlarında ileriye adım atmalarını engelleyen sebep “imkânsızlıklar” değil. Vurguladıkları 10 ana sebebi okuyup şahsi tecrübelerimle de bir araya getirince, ne kadar haklı olduklarını anladım. İşte sizi hayallerinizden uzak tutan 10 hatanız (ilgi alanıma yakın olduğu için birazcık şakayla karışık ‘uzay analojisi’ kullandım, yanlış anlaşılmasın):

1. Hedeflerin “Başarılı/mutlu olmak istiyorum” gibi geniş ve şekilsiz olması: Bu tür söylemler astronotların rokete binip “Şöyle bir uzayda tur atıp geleyim” demesine benziyor. Ulaşmak istediğiniz spesifik noktayı, yürüyeceğiniz yolu, bu yola kimlerle çıkacağınızı belirleyip odaklanmak sadece sizin göreviniz.

2. Amacı iyi belirleyememek: Sizi asla yolunuzdan ayırmayan “sağlam” bir amacınız olmalı. Başkalarına inat ya da kapak olsun diye, sadece para kazanmak ya da evdeki dırdırdan kurtulmak için veya “Annem gurur duysun” diye Ay’a gidilmez mesela. Bencil amaçlardan sıyrılan insanların başarıları insanlık tarihine büyük puntolarla yazılmıştır.

3. Sorumluluğu başkalarına ya da ortama yüklemek: İşler yürümediğinde ya da ters gittiğinde hep diğer kişileri, kurumları, parasızlığı sebep göstermek yerine, taşıdığınız sorumluluğu kafanızda tartmanız ve beğenmediğiniz düzende ek sorumluluklar almanız öneriliyor. Ta ki omuzlarınızdaki ağır yükü başka elemanlara verecek konuma gelinceye kadar. “Şikâyetsiz çözüm adamı” olarak tanınmak, hedefe en kısa yol olarak gösteriliyor. Uzaya gönderilen bir roketten hiç “Yanıma verdiğiniz astronot bozuntusu işleri mahvediyor” ya da “Geceleri uyurken havada asılı olmaktan gözlerim şişiyor” şeklinde şikâyetler gelebileceğini düşünebiliyor musunuz?

4. Dolduruşa gelmek: Başkalarının fikirleri ve negatif eleştirileri bizleri yürüdüğümüz yoldan kolay saptırıyor maalesef. Uzay yürüyüşü yapacak bir astronotun Houston’a bağlanıp “Ben tırstım abi, çıkmam dışarı. Arkadaşlar ‘Çoluğun çocuğun var sen mi kurtaracaksın dünyayı?’ deyince aklım başıma geldi” diyebileceğini tahmin edebiliyor musunuz?

5. Maymun iştahlı olmak: Başarılı olmak, “her tarakta bezi olmak” anlamına gelmez. Spesifik odaklanma yolu kolaylaştırır. Zaman ve yetenekleriniz sınırlı. Her konunun uzmanı olamazsınız. Ne olmak istiyorsanız ona odaklanın, diğerleri hobi kalsın.

6. Negatif düşünce: Başarıya yaklaşırken frene en güçlü basan faktör karamsarlıktır. Daha işe başlamadan “Kim kaptırır böyle bir olanağı”, “Ben yapamam”, “Nerede bizde o sans” sözleri, yoga mantrası gibidir bizde. Düşünsenize, mekik uçuşa hazır ve geri sayım başlamışken ekipten biri “Bu roket yerinden kalkarsa iyi, hadi kalktı, bende şans yok kesin denize düşer” diyor. Kulağa garip gelen bu saçma senaryoya hayatımızda neden rol veriyoruz?

7. Bencillik: Birilerini basamak yaparak bencilce yükselmenin gereğine inanıyorsanız, yanlış yoldasınız. Çünkü daha işin başındayken (işin gereği) otomatikman basamak olmayı kabul ediyorsunuz. Aynı alanda bile olsa, herkesin koştuğu kulvar ayrıdır.

8. Yanlış insanlarla dostluk: Bu konuyu açıklamaya ve hakkında örnek vermeye bile gerek yok.

9. Çok televizyon seyretmek: Günde 2 saatten fazla televizyon seyrediyorsanız, hayallerinizi gerçekleştirmek yerine, o programları yapanların hayallerini gerçekleştirmelerine hizmet ediyorsunuz. Vaktinizi doğru kullanın, kendi hayallerinize ulaşın.

10. Bilgi yetersizliği: Çok şey bildiğini sanıp daha eğitimini tamamlamadan sorumluluk alma isteği, tecrübe kazanmadan yüksek mertebeler için savaş verme çabası sadece antipati kazandırır. Birinci basamağa basmadan 10. basamağa atlama aşkı, en çok yeltenilen hatadır. Önemli misyonlarda uzaya ne diye 35-40 yaşlarında tecrübeli astronotlar gönderiliyor sanıyorsunuz?
Elbette hayallere ulaşmak için imkânlar da önemli. Ama başarılı çok az kişi, o imkânlarla hayata atılıyor. Diğerlerinde ise, 10 hatayı gidermeye çaba gösterirken en güzel imkânlar en umulmadık yerlerde kendiliğinden beliriyor. İnanmayan denesin!

UNSUZ EKMEK TARİFİ

Yazımın başında “Un yoksa ekmek de yok” deyiminin geçersiz olduğunu söylemiştim. İşte size kanıt, üstelik de nefis ve çok daha sağlıklı. Karbonhidrat oranı çok düşük, E ve B12 vitamini, omega 3 oranı çok yüksek. Her ısırıkta belki size, “imkânsızlıkları işaret ederek bahaneler uydurmamanız gerektiğini” hatırlatır.

Seneler önce “Bilim köşesinde yemek tarifi olmaz” eleştirilerine rağmen “soğuk çorba”nın yapılışını anlatmıştım. Hâlâ o çorbayı yazın sıcak günlerinde hazırlayıp Facebook ve Twitter üzerinden paylaşanlar var. Soğuk çorbanın yanına şimdi bir de “unsuz ekmek” ekledik. Afiyet olsun.

MAZEMELER:

-2 su bardağı toz haline getirilmiş ve kavrulmamış badem, ceviz ya da yer fıstığı, 1 su bardağı toz haline getirilmiş hindistan cevizi, 6 çorba kaşığı zeytinyağı, 1 çay kaşığı kabartma tozu, 1 çay kaşığı tuz, 1 çorba kaşığı çörekotu, 2 çorba kaşığı çekilmiş keten tohumu, 4 yumurta, yarım bardak su, yarım yemek kaşığı elma sirkesi.

-Yapılışı: Yumurta, tuz ve suyu çırpın. Tüm malzemeleri katıp kek hamuru kıvamında bir hamur hazırlayın. Yağlı kâğıtla kaplanmış küçük bir kek kalıbına döküp 180 derecede yaklaşık 30 dakika pişirin.